top of page

İçindeki Düğmeye Bas

  • Yazarın fotoğrafı: Seda Özsoy Yoga
    Seda Özsoy Yoga
  • 6 Oca 2019
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Kas 2020


YOGA; Günlük hayatımızda bize nasıl yardım eder?

Yoga artık hayatımızın içinde olan, her yerde duyduğumuz bir kavram. Ya gazete ve dergilerden ya çevremizden ya da televizyondaki bazı film veya dizilerden yoga ile ilgili bazı bilgiler ediniyoruz. Ama her aldığımız bilgi ve her duyduğumuz ve gördüğümüz bilgi, bizde bazı fikirler oluşturduğu gibi bazı önyargılarda oluşturuyor. Her ne kadar hayatın içinde olan bir kavram haline gelmiş olsa da yine de bizim için hala bazılarımız için, kendimize çok uzak olduğunu düşündüğümüz ve asla yapamayacağımızı düşündüğümüz bir kavram olarak uçuşuyor kafamızda. Aslında hayatımızda neler yapabileceğini bir bilsek, başlamak için eminim bu kadar zaman kaybetmezdik. Nasıl etkisi ve faydası olacağını hissetmek için yapmamız gereken tek şey 'denemek'. Başkalarının deneyimleri bize hiç birşey vermez, bize onun etkisini hissettirmez çünkü her beden, her zihin ve her ruh için, onun alıcı olma durumuna ve beklentisine göre farklı bir etki gösteriyor; ne arıyorsan; onu buluyorsun!

Yine de zihnimizde oluşmuş bazı önyargı kalıpları bizi yoga yapmaktan alı koyuyor; sanki esnek olan kişi yoga yapabilir, güçlü olan kişi yoga yapabilir, sakin kişiliğe sahip kişiler yoga yapabilir diye düşünüyoruz, fakat zaten esnek bir kişinin daha da esnemeye ihtiyacı olmaz, güçlü kişinin güçlenmeye ihtiyacı olmaz veya sakin bir kişinin yine sakinleşmeye ihtiyacı olmaz. Aslında tam tersi bedeni, zihni çok sert olan, güçlü duramayan veya çok gergin olan kişiler için yoga daha çok gereklidir; sert olanı esnetmek, güçsüz olanı güçlendirmek ve gergin olanı gevşetmek için vardır. Dolayısıyla yogaya başlamak için esnek, güçlü, sakin ya da hayattan vazgeçmek gerekmiyor yani işi gücü bırakıp, inzivaya çekilmek gerektiğini düşünenler de olabilir! O, işin başka bi boyutu, biz sadece hala şehir hayatının koşturmacası içindeyken, çalışma hayatımızın stresi içindeyken, bedenimizin sertlikleri, engelleri içindeyken, yogayı hayatımıza nasıl adapte edebilir ve ondan nasıl fayda sağlayabiliriz diye düşünürsek, başlangıç için daha anlamlı ve rahat olur.

Dediğim gibi yoga yapmak için hayatımızı kökten değiştirmemiz gerekmiyor sadece hayatımızda ona yer açmakla, onun yaratacağı ufak değişiklerin bize getireceği büyük rahatlama, doğal olarak onun hayatımızdaki yerini vazgeçilmez kılacaktır. Mesela iş hayatımızdaki stresden bizi biran olsun uzaklaştırsa, masa başında oturmaktan ve bilgisayara eğilmekten bozulmuş duruşumuzu düzeltse, stresden kaskatı kesilmiş omuz, boyun ve sırt gerginliklerini yok etse fena olmaz mıydı? Trafiğin içinde ya da kendi düşünce trafiğimizin içinde zihnimizi durdursa ve tek bir düşünceye odaklanmamızı sağlayıp daha doğru kararlar vermemizi sağlasa yetmez mi? Verdiğimiz kararların arkasında sağlam duracak bir iradeyi bize sağlayarak, yolumuzda ilerlememize yardım etse nasıl olurdu? Uyku problemlerimizi çözebilse, rahat ve kolay uykuya dalmamızı, dinlenmiş bir şekilde uyanabilmemizi sağlasa keşke! Nefesimizi düzenlese daha doğru, dolu, akıcı ve kaliteli nefesler almamızı sağlasa hiç fena olmazdı di mi? Bir de şu bel ağrıları ve diz ağrılarından bizi kurtarsa başka ne isteriz. Boyun ve baş ağrıları da var tabi, bazı basit hareketler olsa da, onlardan da kurtulsak ne iyi olurdu. Kısacası kendimizi her yönden tanımamızı sağlasa ve bize uygun bir yaşam şekli sunsa, kendimizi yeniden doğmuş gibi hissetmemizi sağlayıp, bizi havalara uçursa çok güzel olurdu gerçekten. Çok mu şey istiyoruz yoksa? Bunların gerçekleşmesi çok mu zor?


Bunlar hepimizin yaşadığı; bize hayatı zorlaştıran, çözümü çok zor görünen fakat yoga için çok basit çözümleri olan sıkıntılar aslında. Bunlardan kurtulmak mücizeyse evet yoga bazen küçük mucizeler yapıp hayatımızı değiştiriyor. Yapmamız gereken tek şey bi düğmeye basmak; o düğme bizim içimizde bir yerlerde, onu bulup bastığında, ki bazen bu kendiliğinden bile oluyor, herşey yavaş yavaş derinden değişmeye ve iyileşmeye başlıyor. Tercih aslında çok basit bi soru ile belli olacak: 'Hayatını bu yaşadığın sıkıntı veya sınırlar içinde mi geçirmek istersin, yoksa tüm bunlardan kurtulup hafifleyip özgürleşerek mi?' Eğer mutlu olmak istiyorsanız, tercihiniz çok açık, o zaman o düğmeye bastığımı düşünüyorum. Bedenimizi sadece ağrıdığında, acıdığında hissetmek istemiyorsak, onun mutlu, rahat hallerinin de tadını çıkartıp onun varlığından keyif almak istiyorsak onu tanımalı, farketmeli, hissetmeli ve yaşamalıyız. Haftada sadece 1 gün 1 saat bile bu değişimi başlatabilir. En başta kendimizle ilgili bilgi edinmeye başlarız, bedenimiz ne kadar gergin ne kadar zayıf ne kadar güçlü, eksik , zayıf ya da fazla gelişmiş, iyi yönlerimizi farkederiz. Bunların bedenimizin bütününde nasıl birbirini etkileyen problemler zinciri oluşturduğunu farkederiz ve tüm bu problemlerim asıl kaynağı olanı değiştirip, düzelttiğimizde problemleri basit bir şekilde kökten çözebiliriz. Bedenin bütün olduğunu ve her türlü psikolojik, zihinsel, sinirsel, hormonel, fiziksel değişimin tüm bedene etki ettiğini keşfederiz. Beden belli bi rutinde bi şeyler yapmaya başladığında, bu bedenin genel durumunu dengeye sokuyor. Onun dışında ihtiyacın olan özel durumlarda kendine göre yapacağın bazı teknikler tıpkı bir ilaç gibi etki ediyor.

Günlük hayatmızda işte, evde bize iyi gelen, eğitmenimizden öğrendiğimiz ya da bazı yoga kitaplarında yazan basit bilgilerle çok şeyi değiştirebiliriz.

Stresin en büyük etkisi gerginliktir, gerginlik bedende kasılmalar ,tutulmalar ve duruş bozuklukları yaratır, bu durumdan nefes etkilenir ve ciğerler tam kapasite çalışamadığı için göğüs kafesi kasları kısalır, bronşlar kullanılmamaktan büzülür, sığ nefeslerle yaşamaya çalışırız, sığ nefes bize yetmediği için daha sık ve hızlı nefesler almaya başlar ve bunun normal olduğunu düşünürüz, sığ nefes kalbimizi yorar çünkü kanın tekrar oksijenlenmesi için yeterli vakit olmadığından kalp sürekli o kısa ve sığ nefesin oksijenini hücrelere taşımak için çabalar. Ayrıca, yine kirli kanın tekrar kalbe geri dönmesi için nefes kalbe yardım eder, bu durumda nefes bedene bile yetmezken zihne nasıl yetebilir, zihne yeterli oksijen gitmediğinde; zihin rahat ve sakin düşünemez, rahat olamayan zihin huzursuzluk yaratır, sürekli dolu ve yorgun olur, bu bizi sinirsel olarak gergin hale getirir, ve yine bunun etkisi bedene geri yansır ve bu kısır döngü içinde stresin nasıl bir zincirleme etki yarattığını en yalın şekliyle böyle hissederiz. Evet bu problemleri kökünden çözmek için zinciri oluşturan ilk etkeni yok etmek gerekiyor; stresi nasıl yok edebiliriz diye düşündüğünüzü biliyorum, en başta şu ayrımı iyi anlamak gerekiyor; biz kendimiz dışında gelişen olay ve durumları engelleyemeyiz biz sadece kendimizden sorumluyuz ve bizi etkileyen kısımlarını değiştirebiliriz! Dolayısıyla iş varsa, koşturma var, toplantı var ve stres var demektir dolayısıyla bizim yapıcağımız tek şey; stresin bedene yansıyan bu etkilerini durdurmaktır. İşte burda yoga bilgisi devreye giriyor ve bizim bu durumlardan en az etki ile sıyrılmamızı sağlıyor. Bu hayatımızın her döneminde işimize yarıyacak bir bilgi çünkü bizim bedenimizin, zihnimizin ve ruhumuzun bilgisi ve bizimle beraber gelişecek, derinleşecek bir bilgi. Başın ağrıdığında, bedenin tutulduğunda, zihnin karıştığında, strese girdiğinde, uyuyamadığında, nefesin daraldığında, yorulduğunda, hamilelik döneminde, menopoz döneminde, bedenin her değiştiğinde tek güveneceğin içsel rehberini sana tanıştıracak bir yol. Herkesin içsel rehberi ile tanışması için belki bu yazı sırasında o düğmeye basılmış olduğunu umut ediyorum ve artık kendini tanıma yolculuğunun en zor kısmı olan 'minderi yere serme' işine geçebileceğimizi düşünüyorum.

 
 
 

Comments


© 2018 by Seda Özsoy Yoga. Proudly created with Wix.com

bottom of page